Emine Öykü GÜNER - Extraordinary Observer : Katmanlar Arası Geçiş
Extraordinary Observer :
Katmanlar Arası Geçiş
Bu çalışmanın katmanlarına inip aslında ne diyor bize bunu anlamak için bu sefer farklı bir yöntem izleyeceğim. Bu yolculukta yalnız olmayacağım. Çoğumuzun severek okuduğu söz demircisi bir yazar, bir gözlük üreticisi ve Rönesans'ın bilimsel devrimine büyük katkıda bulunmuş bir bilim insanı bana eşlik edecek.O zaman ilk olarak popüler kültürde kendine doğru bir yer edinemeyen Kürk Mantolu Madonna kitabının kalemi güçlü yazarı Sabahattin Ali'ye kulak verelim, diyor ki: Burada sadece baktığını sahiden gören bir göz değil, gördüğünü bütün incelikleriyle tespit etmesini bilen bir hüner de vardı.Sözü tekrar okuyun ardından ana hatlarıyla aklınızda tutun! Şimdi Extraordinary Observe'yi de işin içine katabiliriz. Extraordinary Observe'de ne var? Başarıyla resmedilmiş bir anatomik göz yapısı görüyoruz. Tabi tüm anatomi, kasıdır, siniridir katmadır yansıtılmamış. Bu çok olağan her ne kadar medikal sanatta olsa bu sanattır her şeyi yansıtmak zorunda değildir. Çünkü ressamın vermek istediği mesajlar vardır. Amacı onu farklı metotlarla vermektir. En azından birincil amaç budur. Medikal sanat birazcık bilimsellikle sırt sırta olduğu için beklenti farklı olabiliyor pek tabi. Ama şu ıskalanmamalıdır. Bu bağlamda çizimler yapan sanatçılar tüm anatomiyi yansıtmasada, çizdiği kadarı çoğunlukla gerçek morfolojiye çok yakındır. Ama şunu da eklemeliyim. Sanat özellikle de bulunduğumuz bu çağda fazlasıyla dönüştürücü güce sahiptir. Sürrealizmin benzeri adı konulmamış bir akım var şu an popüler sanat camiasında. Bu ne demek? Ağaç görüyor diye sanatçı agaçın tüm yapraklarını, dalını, kökünü herkesin gördüğü gibi değil kendi gördüğü biçimde yansıtacaktır. Bir nevi sanatın tanımı budur. Sanatçının farkı budur. Tabi hiperrealizm akımını takip eden sanatçılar biraz tartışmalı kalıyor. Ama ben onları ayrı bir pencerede değerlendirmeyi uygun buluyorum. Evet akım gereği her şeyi birebir gördükleri gerçeklikte yansıtma çabası var. Sanatın tanımıyla ya da en azından bendeki tanımıyla çakışıyor olabilir. Lakin bu akımda çok başarılı çalışmalar ortaya koyan sanatçıları es geçemem.Extraordinary Observe çalışmasına geri dönelim. Anatomik göz morfolojisini gördük. Cepte. Ama gözün içinde teleskoplu bir adam var. Teleskop! Çok ironik bir seçim. Teleskop veya eş anlamlı olarak ırakgörür. Irak yani uzağı görmek, uzağı yakına getirmek. Yani işlevine ışık tutan bir kelime. Fonotikliği tartışılır. E ne yapar bu teleskop uzaydan gelen her türlü radyasyonu alıp görüntüleyen astronomların kullandığı, bir rasathane cihazıdır. Tabi bir nevi sözlük tanımı. Gök bilimine meraklı bu işle ilgilenen pek çok kişi artık teleskop edinip gözlem yapabiliyor. Yani olay sadece rasathane ile sınırlı bir mevzu olmaktan çıktı. 1608 yılına götüreyim sizi: Hans Lippershey (Hollandalı gözlük üreticisi) tarafından teleskop icat edilmiş. Bir senre sonra 1609 yılında ise Galileo Galilei tarafından ilk defa, gökyüzü gözlemleri yapmakta kullanılmış. Bu iki tarih önemli. Teleskobun icat edicisine dikkat! Kendisi aslında bir gözlük üreticisi. Evet optik vs benzer işler, üretmesine şaşırmıyorum. Ama resmimize göz atın. Görmekle gözlemlemeyi birleştiren bir çalışma. Hans Lippershey'in de yaptığı gibi. Gözden, gözlükten aldığı ilhamla teleskop keşfi. Yani görmekten gözlemlemeye… Sabahattin Ali'yi unutmadık tabi. Ne demişti: Burada sadece baktığını sahiden gören bir göz değil, gördüğünü bütün incelikleriyle tespit etmesini bilen bir hüner de vardı. Baktığını sahiden gören değil bütün incelikleriyle tespit eden... Gözün merceğinin arkasına teleskopla duran biri sanki bu cümleyi tarif etmiyor mu? Daha yakından daha dikkatli incelemek görmek ve gözlemlemek. Bu da bir hüner elbette: Galileo Galilei gibi.



Yorumlar
Yorum Gönder