Baran - KURBAN

 KURBAN

Yazık ediyorsun. Sahip çıkmalıydın oğluna. Gençti ve tutkuları vardı. Hazır değildi hayata. Tutmalıydın kollarından belki biraz Çehov biraz Dostoyevski okutmalıydın. Bizet dinletmeli ve düşünmesini sağlamalıydın. Belki tasvir ederdi kendince ve heyecanlanırdı hayata karışmaya onunla baş edecek çareleri aramaya. Artık bir hayalet oluverdi. Nerede ve nerede olmalı bilmiyor. Aynada kendini göremeyen biri ne yapabilir ki şu çamurlu Dünya'da. Her gece kan kusuyor sayfalara biliyorum. Üzülüyorum onun için. Peki sen ne yaptın. Halinden memnun musun! Bunları hak etmeli miydi bu yavrucak? Karamsarlığa bırakıverdin yavrucağı. ( Banyodan bir ses duyulur. Doğruca banyoya giderler. Duşa kabinde yere oturmuş genç artık son dakikalarını babasının gözlerinin içine bakarak geçirir. Şu sözleri döker genç kuru dudaklarından.)

"Peki neden baba? " Gencin soğuk bedenine sarılarak ağlayan baba son kez oğluna cevap verir.

"Bilmiyorum. Ben daha büyüyemedim evladım."

(Kadın konuşmasına içinden devam eder.)

" İki yürek ve ikisi de büyüyemedi. Biri ölü diğeri ise ölmekte. Seneler geçse de, zaman aksa da bazen insan alışamıyor hayata. Ya bir şeyleri bekleyerek ölüyor ya da her şeyini yitiriyor. Ölümcül hastalığa "karamsarlığa" kapılıyor. Ne genç ne yaşlı dinlemiyor. Olgunlaşmayan yüreğe yapışıyor ve siniyor. Zamanla işliyor yüreğine, kimisi acısını dindiriyor kimisi acısına bir yenisini ekliyor. Peki ne yapmalı yok mu bir çaresi bir panzehri? Bu acıyı dindirecek tek çare soğuk bir beden mi? Sanırım canım yeteri kadar yandı.  Artık gitmeliyim.

- Baran 

Yorumlar

Popüler Yayınlar